Tarihin Öteki Yüzü - 49. Bölüm
Tarihte Bayrak, Kırmızı, Hilal ve Yıldız
Tarihte Bayrak, Kırmızı, Hilal ve Yıldız; Kimine göre uğruna ölünecek kutsal bir sembol, kimine göre yırtma özgürlüğü yoksa bir kumaş parçası… Ayşe Hür: “Bayrak” kelimesi eski Türkçedeki “batrak”dan geliyor. “Batrak” ise “batırmak” fiilinden. Bir de “saplamak” anlamına gelen “sançmak” fiilinden gelen “sancak” var. 7. yüzyılda Baykal Gölü’nün batısında Lena ve Yenisey kıyılarında Göktürk’lere tabi olarak yaşamış Kurıkanlara ait kaya resimlerinde, bazı süvarilerin ellerinde bayraklar görülüyor. 11. yüzyıl yazarı Kaşgarlı Mahmud’a göre Oğuz boylarının her birinin kendisine ait tuğu ve bayrağı vardı. Oğuzlarda “Tokuz tuğluk han” denilince en yüksek mertebedeki hanlık anlaşılırdı. Eski Türk kültürlerinde bayraklarda mavi rengin ağırlıklı olduğuna ancak turuncu ve kırmızı rengin de bolca kullanıldığına dair ipuçları var. Abbasiler Dönemi (750-1258) iktidarı temsil eden siyah bayraklılar (müsevvideler) ile muhalefeti temsil eden beyaz bayraklıların (mûbeyyizalar) savaşı halinde geçti. 13. yüzyıl yazarı İbn-i Bibi, Selçukluların Kȃhta Kale’sini fethinden söz ederken “sultanın siyah sancağı”, Alanya Kalesi’ni fethinden söz ederken “sultanın sarı bayrakları” ifadesini kullanır. Selçuklular Dönemi’nde “çetr” bayrak ve sancaktan daha önemliydi. Sultanın çetrinin uzaktan görünmesi bile düşmanın kalbine korku salardı. Çetrin yere düşmesi ordunun bozguna uğraması anlamına gelirdi. Tarihçi Hammer’e göre “Elviye-i Sultaniye” denilen saltanat sancaklarının ikisi kırmızı, biri sarı, biri yeşil, biri beyaz ve ikisi de değişik renklerden çizgili idi.