Tarihin Öteki Yüzü - 151. Bölüm
Lozan'ın Acı Meyvesi: Zorunlu Mübadele
2 Mart 1923 günü, Ankara Hükümeti’nin temsilcisi olarak Lozan Barış Görüşmeleri’ne gönderilen heyetin ikinci adamı olan Dr. Rıza Nur, Türk tarafının görüşmelerde izlediği politikayı TBMM’deki gizli celsede uzun uzun anlatırken, konuşmasının ortalarında sadeleştirilmiş dille şöyle demişti: Şimdi Efendiler, bu azınlıklar meselesi en mühim meseledendir ve azınlıkların hukuku Misak-ı Millimizce kabul edilmiştir. Lozan’da kabul etmek istemediğimiz zamanlarda Misak-ı Millimizi gözümüze dayamışlardır. Biz de kabul ettik…. Lozan’da ahalinin mübadelesini kabul ettik. Mübadele zorla yapılacaktır. Artık Anadolu’da azınlıklar kalmayacaktır. Yalnız İstanbul istisna olmak üzere… (“Ermeniler?” nidaları) Fakat arkadaşlar, kaç Ermeni vardır? (“Yahudiler?” sesleri) İstanbul’da otuz bin Yahudi vardır. Şimdiye kadar bir arıza çıkarmayan insanlardır. (Gürültüler) Museviler malûm, nereye çekilirse oraya giden insanlardır. Tabii, olmasalardı daha iyi olurdu derdim." Bu konuşmada açıkça Rumlardan söz edilmemesinin nedeni, henüz görüşmeler sürerken, 30 Ocak 1923’te Yunanistan ile ayrıca imzalanan (kısa adıyla) Mübadele Anlaşması uyarınca “Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyrukları ile, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının arasında zorunlu bir mübadele” olmasına karar verilmiş olmasıydı. Oturumdaki tepkilerden anlaşılacağı gibi, bu milletvekillerini tatmin etmemişti elbette, çünkü onlar ülkedeki tüm Gayrimüslimlerin gönderilmesini istiyorlardı!