Tarihin Öteki Yüzü - 136. Bölüm
İnönü’nün Başbakanlık’tan Uzaklaştırılması
18 Eylül 1937’de, Başvekil İsmet İnönü, TBMM’de yaptığı konuşmada “birkaç aydır Türk efkâr-ı umumiyesini işgal eden fakat bugün artık maziye karışmış olan Tunceli hadisesi” hakkında şunları söylemişti: "Şimdi size, Tunceli’ndeki vaziyetin bugünkü halini arz etmek isterim. Cumhuriyet’in imar ve ıslah programına muhalefet eden, nüfusları az olmakla beraber, altı aşirettir. Bugün bu altı aşiretin ne kadar adamı varsa, bunlar reisleriyle beraber faaliyet imkânından tamamen mahrum bırakılmıştır. Cumhuriyet ordusu ve zabıtası, bu hadise esnasında yaptığı takiplerde, hurafe olarak zihinlerde yerleşen ne kadar uçurum halinde dere ve ne kadar çıkılmaz dağ varsa, hepsini Ankara sokakları gibi baştan başa geçmişlerdir. Kanun götüren ordu, jandarma neferleri- nin, ayak basmadığı yer, inmediği dere ve çıkmadığı tepe yoktur. Cumhuriyet’in ıslahat ve imar programına muhalefet eden bütün engeller ortadan kaldırılmış ve program bir an fasıla vermeksizin ilerletilmektedir. (…) İsyana iştirak eden aşiret reislerinin hepsi mahkemeye verilmişlerdir. Umumi, tabii olan adliye mahkemesine verilmişlerdir. Cumhuriyet idaresinin kuvvetli olduğu kadar, şefkatli ve adaletli olduğunu göstermek itibariyle Tunceli hadisesi en son ve en mukni, bir misal olmuştur.” Başbakan’ın açıkladığına göre devletin kaybı 51 yaralı 30 “şehit” idi. İsyana iştirak edenlerden ise 265 ölü, 20 yaralı vardı. Şimdi sıra Dersim’de dönüşümün başlatılmasına gelmişti. Bu, İnönü’nün başbakan olarak son konuşması oldu. İki gün sonra, Anadolu Ajansı şu haberi geçti: “Başvekil Malatya Mebusu İsmet İnönü’ne talep ve ricası üzerine, Reisicumhur Atatürk tarafından bir buçuk ay mezuniyet verilmiş ve Başvekâlet vekâletine İktisat Vekili Celâl Bayar tayin edilmiştir.”